-
1 ödünç almak
v. borrow, raise a loan, take on loan* * *borrow -
2 ödünç almak
хьафы Iыхын, ехьафын -
3 ödünç almak
to borrow -
4 ödünç
ödünç almak (sich D) borgen, leihen;-e ödünç vermek jemandem borgen, leihen, verleihen -
5 ödünç
-
6 ödünç
1. озвонч. -cüзаём, ссу́даödünç almak — брать взаймы́ (деньги и т. п.)
2. озвонч. -cüödünç vermek — дава́ть взаймы́
дава́емый / предоставля́емый взаймы́ödünç benzin — бензи́н, предоставля́емый взаймы́
ödünç para — де́ньги, предоставля́емые взаймы́; де́нежная ссу́да
••ödünç yiyen kesesinden yer — посл. тот, кто ест в долг, тот ест из своего́ карма́на
-
7 ödünç
(-cü)borc(pul); ödünç almak – borc almaq -
8 ödünç para
-
9 ödünç
"lent, loaned; borrowed; on loan. - alan borrower. - almak /ı/ to borrow. - para loan; borrowed money. - veren lender. - vermek 1. /ı/ to lend (something). 2. to lend." -
10 заимообразно
-
11 borgen
ödünç almaködünç vermek -
12 leihen
ödünç almaködünç vermek -
13 borrow
ödünç almak, borç almak,golf topunun yoldan sapmasi -
14 borrow
-
15 emprunter
-
16 ausleihen
aus|leihenjdm etw \ausleihen birine bir şeyi ödünç vermek;etw von jdm \ausleihen birinden bir şeyi ödünç almak -
17 занимать
kaplamak,işgal etmek; almak,zapt etmek,işgal etmek; çalıştırmak,meşgul etmek; ilgilendirmek* * *I несов.; сов. - заня́ть I1) ( пространство) kaplamak; tutmak; işgal etmekзайми́ три ме́ста — üç yer tut
пло́щадь, занима́емая го́родом — şehrin kapladığı saha
статья́ займёт пять страни́ц — yazı beş sayfa tutacak
он занимал вон ту ко́мнату — onun odası şuydu
2) (должность, положение) olmakзанима́ть высо́кий пост — yüksek mevki sahibi olmak
он за́нял до́лжность / ме́сто дире́ктора — müdürün yerine geçti / yerini aldı
он недо́лго занима́л до́лжность дире́ктора — müdürlüğü uzun sürmedi
занима́ть пе́рвое ме́сто — birinci olmak / gelmek
занима́ть пе́рвое ме́сто в табли́це — cetvelde birinci sırayı tutmak
заня́ть второ́е ме́сто на стометро́вке — yüz metrede ikinci gelmek, yüz metrenin ikincisi olmak
3) almak; tutmak; zaptetmek; işgal etmek (захватывать, оккупировать) (savaşarak) geri almak ( отвоёвывать)заня́ть высоту́ — tepeyi tutmak
занима́ть высоту́ (удерживать) — tepeyi elinde tutmak
4) ( время) tutmak; almak5) ( давать занятие) çalıştırmak; istihdam etmek; meşgul etmekско́лько рабо́чих за́нято на э́том предприя́тии? — bu işletme kaç kişi çalıştırır / istihdam eder?
чем бы заня́ть дете́й? — çocukları neyle meşgul etsek?
6) ( интересовать) ilgilendirmekон за́нят то́лько собо́й — yalnız nefsini düşünür
7) ( развлекать) oyalamak••занима́ть умы́ — zihinleri meşgul etmek
занима́ть пози́цию — воен. mevzilenmek
каку́ю пози́цию он занима́ет в э́том вопро́се? — bu sorundaki tutumu nedir?
II несов.; сов. - заня́ть IIзаня́ть реши́тельную пози́цию — kararlı bir tutum takınmak
( брать в долг) borç / ödünç almakзанима́ть де́нег — borç para almak
-
18 leihen
-
19 borgen
jemandem etwas borgen b-ne bş-i ödünç vermek -
20 leihen
leihen v/t <lieh, geliehen, h>: jemandem etwas leihen b-ne bş-i ödünç vermek;
- 1
- 2
См. также в других словарях:
ödünç almak — ödünçlemek Kısa ve uzun vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödünç — is., cü İleride geri verilmek veya alınmak şartıyla alınan veya verilen şey Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ödünç almak ödünç vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğreti almak — ödünç almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İKTİBAS — Bir söz veya yazıyı olduğu gibi veya kısaltarak almak. Birisinden ilmen istifade etmek. İstifade suretiyle almak, alınmak. * Söz arasında Kur an ı Kerimden veya Hadis i Şeriftden veya başka makbul eserlerden bir cümlenin kâmilen veya kısmen az… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİARE — Ariyet istemek. Ödünç almak. Birinden iğreti bir şey almak. * Edb: Bir kelimenin mânasını muvakkaten başka mânada kullanmak; veya herhangi bir varlığa, ya da mefhuma asıl adını değil de, benzediği başka bir varlığın adını verme san atına istiare… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİKRAZ — Borçlanmak. Ödünç almak. Borç almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eğretilemek — i 1) Ödünç almak 2) Eğreti olarak yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iktibas etmek — 1) ödünç almak 2) ed. alıntılamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iktibâs — (A.) [ سﺎﺒﺘﻗا ] alıntı. ♦ iktibâs edilmek alınmak. ♦ iktibâs etmek alıntı yapmak, ödünç almak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MÜDAYENE — Borç alıp vermek. Ödünç almak ve vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
istikraz etmek — ödünç para almak, borçlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük